TARİH İÇİNDE BEYOĞLU

1923 - 1970

Beyoğlu Bölgesi, batı örneklerinden farklı olarak, ekonomik dinamiklerin yanı sıra farklı dönemlerin politik ve ideolojik önceliklerinin etkisi altında önemli dönüşümlerden geçmiştir. 19. Yüzyılda kentin yeni merkezi olarak gelişen ve geleneksel merkezden ayrışan Beyoğlu’nun toplumsal ve mekânsal dönüşümü dönemler itibarıyla incelenmiş ve bu dönüşümü belirleyen farklı dinamikler sorgulanmıştır.
  • 1923
  • 1923

    İSTANBUL'UN MODERN YÜZÜ


    Cumhuriyetin ilanından sonra Beyoğlu, İstanbul’un modern yüzünün temsili olacak şekilde düzenlenir. Beyoğlu’na ve özellikle Taksim Meydanı’na yönelik mekânsal düzenlemelere özel önem atfedilir. Taksim Meydanı Cumhuriyet döneminin “simge mekânı” haline gelir. ''Grande Rue de Pera'', ''Büyük Cadde'' ve ''Cadde-i Kebir'' olarak anılan cadde ''İstiklal Caddesi'' adını alır. (Fotoğraf: Orhan Cem Çetin) (Görsel Açıklama: İstikla Cddesi sokak tabelası)

    İlgili alıntılar

  • 1923

    CUMHURİYETİN İLANI


    Üç önemli gelişmenin yaşandığı 1923 yılı Beyoğlu'nun tarihinde önemli bir kırılma noktasıdır. 24 Temmuz'da imzalanan Lozan Antlaşması ile yabancı şirketler imtiyazlarını yitirerek İstanbul’u terk etmeye başlar. 13 Ekim'de Ankara'nın başkent olması ve hemen ardından 29 Ekim'de Cumhuriyet'in ilanı ise elçiliklerin de İstanbul'dan ayrılmasına neden olur. Yabancıların ayrılması Beyoğlu'nun toplumsal hayatını ciddi biçimde dönüştürmüştür. 

    #dönüşüm

    İlgili alıntılar

  • 1923

    CUMHURİYET DÖNEMİNDE TERZİLİK


    Cumhuriyet döneminde öne çıkan terzilerden biri devlet adamları, iş adamları, elçiler, sanatçılar ve bankacılar gibi önemli kişilerin terzisi olarak bilinen Ekonomidis'dir. Rus Başkonsolosluğu binasının yanındaki 447 nolu apartmanın birinci katında atölyesi bulunmaktadır. Aynı binanın giriş katında kaliteli İngiliz erkek kumaşları satan Josef Kolaro’nun dükkânı vardır (Akçura, 2008).  Mısır Apartmanı, Cumhuriyetin ilk yıllarında Cemal Bürün, Calibe Hanım ve Mualla Hanım gibi tanınmış terzilerin atölyelerine ev sahipliği yapmıştır. Gayrimüslim terziler arasında da Stangoli, Madam Kalivrusi, Fegara, Olivye, İren Fay'ın adı öne çıkmaktadır. (Himam ve Tekcan, 2014).   #ustalık çıraklık  #ekosistem

    #ustalıkçıraklık  #ekosistem

    İlgili alıntılar

  • 1923

    CUMHURİYET MEYHANESİ


    Cumhuriyet Meyhanesi, geçmişinin 1800’lere dayandığı bilinen ancak kayıtlarda yer almadığı için kuruluş tarihi 1923 olarak geçen Beyoğlu’nun en köklü meyhanelerindendir (Zencir, 2018). Balık Pazarı’nın bulunduğu Sahne Sokağı’nda içkili bir Rum lokantası olarak açılır  Hala açıldığı ilk yerde faaliyet sürdüren meyhane Atatürk’ün de sıkça ziyaret ettiği, 1930-1940’lı yıllarda Sait Faik, Orhan Veli, Attila İlhan gibi isimlerin müdavi oldukları mekân dır. (Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, 1993c: 100)  

    #süreklilik

    İlgili alıntılar

  • 1923

    BAYLAN PASTANESİ


    İlk olarak 1923 yılında Deva Çıkmazı’nda Arnavut asıllı Philippe Lenas tarafından ‘Loryan’ adıyla kurulur  (Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, 1993b: 98). 1928’de İstiklal Caddesi üzerindeki Luvr Apartmanı’na taşınır ve 1934’te çıkan yasa ile işletmelerde Türkçe isim konulması zorunlu hale geldiğinden adı ‘Baylan’ olarak değişir. Türkiye’ye İtalyan espresso kahvesini getiren ilk pastane olması bir diğer özelliğidir. (Kotam, 2016). (baylangida.com, 2019). 

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1924

    BEYOĞLU BELEDİYESİ


    20 Nisan 1924'te Beşiktaş, Şişli ve  Kemerburgaz’ı da kapsayacak şekilde Beyoğlu Belediyesi kurulur. 1930’da Beşiktaş’ın ayrılması, 1936’da Kemerburgaz’ın Eyüp’e bağlanması, 1954’de Şişli ilçesinin kurulmasıyla bugünkü haline alır. 

    #süreklilik

  • 1925

    BİNA SAYIMI


    642 sayılı yasa ile yangın yerlerindeki mülkiyet sorunlarının çözülmesi için belediyelere kolaylıklar tanınır. 1927’de yapılan bina sayımına göre, kentteki 135.444 binanın %56’sı ahşap; %39’u kâgirdir. Bu dönemde yangınlarda yapı stokunun %20’si yok olmuştur.    

    #çeşitlilik

  • 1925

    ALKAZAR SİNEMASI


    1918-1920 yılları arasında inşa edildiği tahmin edilen binada 1923’ten itibaren Cine Salon Electra adıyla açılan sinema 1925’te Alkazar adını alır (Scognamillo, 2008) ve 2010 yılına kadar açık kalır.

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1925-26

    NÜFUS DAĞILIMI


    1925-26 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnamesi'ne göre, İstanbul’un nüfusu 1925 yılında 1.022.496 kişidir ve kent oldukça kozmopolit bir yapıya sahiptir. Beyoğlu’nun nüfusu ise aynı sayıma göre 305.577’dir ve bu nüfusun 148.070’i Türk ve İslam (%48,5), 82.371’i Rum (%27), 24.043’ü Ermeni (%7,9), 24.761’i Musevidir (%8,1). Nüfusun geri kalan kısmını Katolik Ermeniler, Protestanlar, Latinler, Bulgarlar, Süryaniler, Ulahlar, Katolik Rumlar ve yabancılar oluşturmaktadır. 

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1926

    FRANSA BAŞKONSOLOSLUĞU


    Fransız Başkonsolosluğu Beyoğlu'na taşınır. İstiklal Caddesi'nin girişinde sağda günümüzde kültür sanat faaliyetleri kapsamında sergi salonu, ve kütüphanesiyle hizmet verir. 17. yüzyılda Veba Hastanesi sonrasında yapılır.  (Fotoğraf: Orhan Cem Çetin) (Görsel açıklama: Fransız Kültür Merkezi, 2021)

    #süreklilik

    İlgili alıntılar

  • 1926

    KARLMAN PASAJI


    Bon Marche Mağazası, 1926 yılında Galata'da mağazaları bulunan Carlmann ailesine satılır ve o yıldan itibaren Karlman Bonmarşesi ya da Karlman (Görsel Kaynak: Karlman Pasajı’nın ilanları (Cumhuriyet 1932, Akşam 1929, Akşam ve Cumhuriyet 1947)

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1928

    TAKSİM ANITI


    İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica'ya yaptırılan, Hadi Bara ve Sabiha Bengütaş'ın yardımlarıyla tamamlanan anıtın kaide ve çevre düzeni mimar Giulio Mongeri tarafından yapılır. (Fotoğraf: Orhan Cem Çetin) (Görsel açıklama: Taksim Cumhuriyet Anıtı, 2021)

  • 1928

    SODOM VE GOMORE


    Bu dönemin romanları, şiirleri, karikatürlerinin pek çoğu Beyaz Rusların Beyoğlu’ndaki gece hayatına etkilerine  odaklanır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Sodom ve Gomare isimli romanı sefahat âlemlerinde parasını pulunu kaybedenleri anlatır. (Görsel açıklama: 2020 yılında İletişim Yayınları tarafından basılan 39. baskısını yapan kitap kapağı)

    İlgili alıntılar

  • 1928

    DEGÜSTASYON LOKANTASI


    Maurandi isimli bir İtalyan, Çiçek Pasajı'ındaki küçük bir şarküteriyi 1920’lerin başında satın alır ve yarı lokanta olarak işletmeye başlar. Caddeye cephesi olan yan dükkanı da alan Maurandi, Restaurant Milano adında bir lokanta açar (Üsdiken, 1993). 1928 yılında burayı devralan bir başka İtalyan Edmondo Morigi lokantanın adını Degüstasyon olarak değiştirir. 1930’larda yaz aylarında binanın içine bakan kapılarını açarak oraya masalar koyan Degüstasyon, böylelikle pasajda lokanta ve meyhane kültürüne öncülük eder (Büyükünal, 2006b). O yıllarda Ahmet Haşim, Yahya Kemal, Sait Faik, Münir Nurettin Selçuk, Adnan Menderes gibi tanınmış isimler Degüstasyon Lokantası’nın müdavimlerindendir. (Üsdiken, 1993ı).   

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1929

    ŞAPKACI KATİA


    Hazzopulo Pasajı’nda hala varlığını sürdüren Şapkacı Madam Katia'nın hikayesi annesi Eva’ya dayanır. Eva, mesleğe 1923 yılında bir şapkacıda çıraklık yaparak başlar, 1929 yılında ise Aznavur Pasajı’nda kendi atölyesiyle şapkacı dükkanını açar. O yıllarda Aznavur Pasajı şapka tasarımlarıyla ünlüdür ve annesinin atölyesinde de 45 kişi çalışmaktadır. (Döner, 2020). Eva 1964 yılında dükkanını Hazzopulo Pasajı’na taşıyarak üretim ve satışa orada devam eder. 

    #gelenek #süreklilik

  • 1930

    BELEDİYE KANUNU


    1580 sayılı Belediye Kanunu ile şehremaneti kaldırılır, belediyeler ile vilayet birleştirilerek valiye belediye başkanı görevleri de yüklenir. İstanbul’da tek bir “Umumi Meclis seçilerek bu ana belediyenin altında 10 şube oluşturulur ve şube müdürü olarak kaymakamlar atanır. (Görsel açıklama: Resmi Gazete'de yayımlanan Belediye Kanunu)

  • 1930

    BELEDİYELERE DENETİM YETKİSİ


    1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu yoluyla belediyelere özellikle salgın ve bulaşıcı hastalıkları engellemek üzere ticaret ve konut alanları, sanayi alanları, içme suları, kanalizasyon gibi alanlarda denetim yetkisi verilir. (1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu)

  • 1930

    VİTRİN YARIŞMALARI


    1929 yılındaki Dünya Ekonomik Buhranı’nın ardından Ankara’da Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti adında bir dernek kurulur. Bu derneğin amacı yerli ekonomiyi canlandırmaktır ve faaliyetlerinden biri her yıl 12 Aralık’tan itibaren kutlanan “Tasarruf ve Yerli Malı Haftası”nda düzenlenen “Vitrin Müsabakası” etkinliğidir. İlk olarak 1930 yılında yapılan yarışmada mağazalar bir hafta boyunca vitrinlerini yerli ürünler ile tasarlayarak katılırlar. Mağazanın vitrinini beğenen vatandaşlar ise vitrinin yanında bulunan kutulara oylarını atarlar. 1930 yılında yarışmaya Beyoğlu’ndan 65 mağaza katılır. Beyoğlu’ndan katılan mağazalar arasında Orozdibak (Orosdi Back/Au Rose de Bec), Foto Süreyya, Baker, Karlman, Au Lion, Galeri dö Möbl, Psalty gibi mağazalar bulunmaktadır. (2018, Akçura, https://manifold.press/kartondan-siseler-pamuktan-karlar-kaya-tuzundan-buzlar).

    #süreklilik

    İlgili alıntılar

  • 1930

    ABANOZ SOKAK VE SEKS İŞÇİLİĞİ


    1930 yılında “Fuhuşla Mücadele Hakkında Tamim”i uygulamaya girer. Tamim ile genelevlerin ve vesikalı kadınların sayısı sınırlandırılmak istenir. Bu tamime uygun olarak Abanoz Sokağı düzenlenir, Beyoğlu bölgesindeki kayıtlı genelevler buraya taşınır.

    İlgili alıntılar

  • 1930-1980

    YEŞİLÇAM


    Yeşilçam Sokağı ilk kez 1946’da Halk Film şirketinin bu sokakta açılmasıyla ünlenmiş, bunu takiben birçok yapım şirketi hem Yeşilçam Sokak’ta hem de Yeşilçam Sokak’ın çevresindeki diğer sokaklarda yer seçmiştir (Özgüç, 2001). 20. Yüzyıl başlarında Cercle d’Orient bloğu ve çevresi İstanbul’un sinema deneyimini yansıtan çok önemli bir kimliğe sahiptir ve bu ekosistemin çok önemli bir parçasıdır. Bu blok ve etrafında yer alan bloklarda 11 adet sinema yer almaktadır. Cercle d’Orient ve Emek Sineması ile Deveaux Apartmanı arasında kalan Yeşilçam Sokağı, 1930’lardan itibaren yerli ve yabancı film şirketlerinin bürolarını da barındırmış ve Türk sineması ile özdeşleşmiştir. Özellikle İpek Sineması, 1930-1980 arası altın çağını yaşayan Türk sinema endüstrisinin (Yeşilçam) ürünü olan yerli filmlerin gösterildiği ilk salon olarak bilinmektedir (Scognamillo, 2008) (Fotoğraf: Orhan Cem Çetin)

    #çeşitlilik #ekosistem

    İlgili alıntılar

  • 1930-1980

    BİR EKOSİSTEM OLARAK YEŞİLÇAM


    Yeşilçam, yalnız yapım evlerinden ibaret değildir. Burada film depoları, yazıhaneler, görüşme ve pazarlıkların yapıldığı kahveler, lokantalar, oyuncuları giydiren terziler, makine tamiratı yapanlar ve hatta çakmak gazı dolduran işportacılardan oluşan bir küçük ekosistem vardır (Ses Dergisi, 1971). Yönetmenlerle oyuncular arasında burada pazarlık yapılır, yönetmenler film çekecek sermayeyi burada bulur, sete gidecek oyuncular burada buluşup minibüslerle sete taşınır (İşeri, 2017). 

    #ekosistem

    İlgili alıntılar

  • 1931

    REJANS


    İstanbul’daki ilk Rus lokantası olarak bilinen Rejans, kuruluşundan bu yana Olivio Geçidi’ndeki aynı yerinde hizmet verir. Bu mekânda daha önce Turkuaz Lokantası bulunmaktadır. İşletmenin ilk kurucuları Mihail Mihailoviç, Tevfik Manars ve Vera Protoppova’dır. Çalışanları da Sovyet Devrimi’nden sonra Türkiye’ye gelen Rus asıllı kişilerdir. (Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, 1993e: 314).  

    #süreklilik

    İlgili alıntılar

  • 1932-1939

    KAMULAŞTIRMA


    Belediye Kanunu ile birlikte  tüm kentsel altyapı hizmetlerinin verilmesi konusunda çalışan yabancı şirketler devletleştirilince İstanbul’un altyapı şirketlerinin mülkiyeti belediyeye veya bağlı kuruluşlarına geçer. Su şirketlerinden Terkos Şirketi 1931’de, İstanbul Havagazı ve Elektrik Şirketi 1945’te, İstanbul Elektrik Şirketi 1938’de, İstanbul Tramvay ve İstanbul Tünel Şirketleri 1939’da satın alınır. Bunları işletmek üzere de 1933’te İstanbul Sular İdaresi ve İETT 1939’da kurulur ve kentin altyapısının “belediyeleşmesi” gerçekleştirilir (Tekeli, 2013). (Görsel açıklama: Gaz Şirketi, İstiklal Caddesi, İBB Kültür AŞ)  (Görsel Kaynak: İstanbul Gazhaneleri, Mehmet Mazak)

  • 1933

    TURAN BAR


    Dönemin gözde mekanlarından Turkuaz'ın kapanışının ardından aynı yerde Turan Bar açılır, 50'li yılların başına kadar açık kalır. Turkuaz'ın alafranga tarzı burada da devam eder. Dönemin önemli eğlence mekanlarından biridir (Akçura, 2020) (Görsel Açıklama: 1930'ların başı 40'larda yasaklanacak Baklahorani Karnavalı'nı kutlayan bir grup Turan Bar çıkışında, Kaynak: karnavaltatavla.org)

  • 1935

    LİON MAĞAZASI


    Lion Mağazası Avusturyalı Aşkenaz Heilpern Ailesinindir. Gabay’ın belirttiğine göre, 1935 yılına ait bir haberde Lion Mağazası’ndan bahsedilmektedir. Uzun yıllar açık kalır. 1970’li yıllarda kadınların şık elbiseler almak için geldikleri mağazalardan biri olarak bahsedilmektedir. 1970'lerde buradan daha çok dönemin kolej öğrencilerinin gri pantolon, lacivert ceketlerini buradan aldıkları bilinmektedir (Gabay, 2020).  

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1936

    HENRİ PROST


    Belediye ve Hıfzıssıhha Yasası gereğince İstanbul’da da imar planlarının yapılması konusunda bir çabaya girilir ve dönemin önemli plancıları arasında sınırlı bir yarışma düzenlenir. Bu yarışmaya Herman Elgörtz, Alfred Agache, Jack H. Lambert ve Henri Prost katılır; ancak çeşitli tartışmalardan sonra Anvers, Casablanca, Rabat, Marakeş gibi pek çok kentin planını yapmış olan Henri Prost’a kent teslim edilir. Prost Aralık 1950’ye kadar planlamadan sorumlu kişi olarak görevde kalır. (Görsel açıklama: Henri Prost)

    #kopuş #süreklilik

  • 1939

    LALE SİNEMASI


    Lale Sineması açılır. İstanbul'un büyük ve modern sinema binalarından biri olur. (Görsel açıklama: Lale Sineması)

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1939-1948

    REFİK SAYDAM CADDESİ


    Aksaray’dan Topkapı’ya uzanan yolun Yenikapı’dan Unkapanı’na uzanan Atatürk Bulvarı açılır. Beyoğlu yakasında yapılan en önemli uygulamalar ise Atatürk köprüsünden İngiliz Sarayı’na kadar uzanan yolun açılmasıdır. Ayrıca Şişhane Meydanı genişletilmiş, eski yol genişletilerek Refik Saydam Caddesi olarak açılır. (Görsel Kaynak: Salt Arşivi)

  • 1940

    TAKSİM MEYDANI


    Prost’un kentin tümünü ilgilendiren ana kararlarının yanı sıra özellikle Tarihi Yarımada ve Beyoğlu için yaptığı imar planları ve uygulamalar bu bölgenin şekillenmesi açısından çok önemli olur. Prost'un hazırladığı yeni  kent planı doğrultusunda Taksim Topçu Kışlası yıkılır, yerine Gezi Parkı inşa edilir. Taksim Meydanı’nın genişletilerek opera binasının yapımı başlatılır. Aynı motivasyonla Taksim Meydanı Batı kentlerindekine benzer bir şekilde düzenlenecektir. (Görsel açıklama: Erken Cumhuriyet döneminin en önemli restoratör mimarlarından Ali Saim Ülgen'in 1930'ların ortasında uçaktan çektiği bir fotoğraf, Geç Osmanlı dönemi İstanbul’unun en kritik anıtsal yapılarından Taksim Topçu Kışlası ve çevresi) (Görsel Kaynak: SALT Araştırma, Ali Saim Ülgen Arşivi)

    İlgili alıntılar

  • 1940-1970

    NÜFUS HAREKETLERİ


    Cumhuriyetin ilk yıllarında Beyoğlu nüfusunun büyük çoğunluğu hala gayrimüslimlerden oluşurken bu yıllar arasında devlet müdahaleleriyle bu durum değiştirilir. Gayrimüslimlerin ticari ilişkileri ve sermayeyi elinde tutuyor olması milliyetçi çevrelerde sıklıkla dile getirilir ve Türkçülüğü benimsemiş bir devlet yönetiminde Türk olmayan nüfusun sermayeyi elinde tutmasından duyulan rahatsızlıklar aktarılır (Aktar, 1996). Sonucunda gayrimüslim nüfusunda yaşanan ciddi kayıpla geçmişten gelen ekonomik ve kültürel sermayesi önemli bir kesintiye uğrar. 

    #kopuş

    İlgili alıntılar

  • 1942

    VARLIK VERGİSİ


    4305 sayılı Varlık Vergisi Kanunu, 12 Kasım 1942’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girer. Varlık Vergisi’yle başlayan uygulamalar sonucunda gayrimüslim nüfus  azalır. Bu dönem el değiştiren binalar arasında Emek Sineması, Büyük Kulüp gibi önemli işlevleri barındıran Serkldoryan (Cercle d'Orient) binaları kompleksi bulunur ve belediye tarafından satın alınır.

    #kopuş

    İlgili alıntılar

  • 1943

    GEZİ PARKI AÇILIYOR


    Taksim Gezisi olarak düzenlenen park alanı kullanıma açılır. Prost’un planı, mevcut kentsel alanların ve gelişme alanlarının içine yeşil bir sistem oluşturacak şekilde parklar, gezinti yolları, manzara terasları, meydanlar ve bulvarlar inşa ederek sürekliliği olan bir kamusal alan yaratmayı hedefler. Taksim meydanı ile birlikte ele alınan Taksim Gezi Parkı erken Cumhuriyet döneminin en kapsamlı ve başarılı modern şehircilik uygulaması olarak kabul edilir (Bilsel, 2010; Özaydın ve Dinçer, 2011). (Görsel kaynak:Taksim Gezi Parkı planı, Jacques Pervititch, 1943 SALT Araştırma)

    İlgili alıntılar

  • 1943

    SİNEPOP SİNEMASI


    Sinepop Sineması, Ar Sineması adıyla açılır. Uzun yıllar hizmet veren sinema Demirören AVM inşaatı sırasında gürültüden etkilendiği, sonra duvarlarında çatlaklar oluştuğu için kapanmak zorunda kalır. (Fotoğraf: Sadibey.com)

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1944

    HACI ABDULLAH LOKANTASI


    Abdullah Efendi’nin çıraklarından Hacı Salih 1944 yılında şimdiki adıyla Sadri Alışık Sokağı’nda (eski adı Bursa Sokağı) Hacı Salih Lokantası’nı açar. Hacı Salih'in ölümünden sonra lokanta önce Anadolu Pasajı'nda Anadolu Birahanesi’nin olduğu yere, 1958 yılında ise bugünkü yerine, Ağa Camii yanındaki Atıf Yılmaz Caddesi’ne taşınır. 1983 yılında Abdullah Efendi Lokantasını da hatırlatacak şekilde "Hacı Abdullah" ismini alır (www.haciabdullah.com.tr, 2019). (Fotoğraf: Orhan Cem Çetin) (Görsel açıklama: Hacı Abdullah, 2021)

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1948

    İSRAİL'E GÖÇ


    İsrail devleti kurulur ve sınırlarını genişletir. 1948-1951 arasında 34.547 Yahudi kökenli Türk vatandaşı Türkiye’den İsrail’e göç eder. Öncesinde 33.000 kişi göç etmiştir. Bu rakam o yıllardaki Türk-Yahudi Cemaatinin yaklaşık olarak %40’ını oluşturur (Aslan, 2018).

    #kopuş

    İlgili alıntılar

  • 1948

    KULİS BAR


    Atlas Pasajı’nda faaliyet gösteren en önemli işletmelerden biri Kulis Bar’dır. 1948 yılında Jorj (Corc) Sütçüyan tarafından açılan Kulis Bar açık olduğu yıllar boyunca; edebiyatçılardan gazetecilere, sinema sanatçılarından oyunculara dönemin birçok tanınmış ismini ağırlar (Hürriyet Gazetesi, 2000; Gülcan, 2014; Akıncı, 2018: 96-97). 

    #ekosistem #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1950

    BEYOĞLU'NDA GECEKONDU


    İstanbul'un nüfus 1.166.477'tür. Beyoğlu'nun nüfusu  279.238’e  kadar düşer. En fazla gecekondunun bulunduğu ilçeler sırasıyla, Zeytinburnu’nun dahil olduğu Fatih 4183, Beykoz 1601, Beyoğlu 739, Beşiktaş 575, Eminönü 261, Eyüp’te 243, Sarıyer 227 ve Üsküdar 272’dir (Tekeli, 2013). Görüldüğü gibi Beyoğlu da gecekondu gelişmesi açısından önemli ilçeler arasındadır.

    #çeşitlilik

  • 1950

    HANLAR YIKILIYOR


    Hanlar, 1950’lere kadar önemini korur ancak içindeki işyerlerinde sektörel bir değişim yaşanır; sektörel çeşitlilik azalır ve imalat yapan işyerleri yerini toptan ticarete bırakır. 1950’lerdeki imar operasyonlarında Galata Bölgesi’nde yer alan 117 han'ın büyük bir bölümü yıkılır; sadece 32 han ayakta kalır (Yücesoy, 2014). (Fotoğraf ne olabilir?) silinecek

    #kopuş

  • 1950

    TUHAFİYECİLER


    Terziler ve kumaşçılarla birlikte yakın zamana kadar Beyoğlu’nda çok sayıda tuhafiyeci de vardır. Hem görüşmelerde hem de yazılı kaynaklarda özellikle Hazzopulo Pasajı’nda çok sayıda tuhafiyecinin faaliyet gösterdiği bilinmektedir. Beyoğlu’nun en ünlü tuhafiyecilerinden biri Simon Ezgahzade’dir. 1926 yılında Kafkaslar’dan İstanbul’a göç eder ve 1934 yılında Yüksek Kaldırım Caddesi’nde dükkanını açar. Anlatılarda öne çıkan bir başka mağaza Eliya Pardo’ya aittir. 1950’li yıllarda Galata’da yaşayan Yahudi toplumunun her türlü düğme ve iplik ihtiyacını Eliya Pardo’nun tuhafiye mağazasından karşıladığı bilinmektedir (Gabay, 2020b).

    #ekosistem

    İlgili alıntılar

  • 1950

    LEFTER’İN MEYHANESİ


    1950’lilerin sonunda Nevizade’deki Lambo’nun karşısına laternası ve ucuzluğuyla ünlenen, çalışanlarının tamamı Rum asıllı olan Lefter’in Meyhanesi açılır (istanbulunmeyhaneleri.com, 2018). Daha sonra buradan çıkmak zorunda kalınca 1970’lerde Sahne Sokağı’na taşınır, 1980’lerde ise tamamen kapanır (Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, 1993d: 274.) Anlatılarda Lefter’in Meyhanesi’nden, “paranın olmadığı zaman gidilen yer” olarak bahsedilmektedir: “Hava karardı mı, meyhanelere dağılınırdı. Para durumumuz iyiyse önce Kulis’e uğrar, oradan Lefter’e geçerdik. Parasızsak, doğru Lefter’e yollanırdık.” (Oktay, 2017).

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1950’lerden

    BUGÜNE AVİZECİLER


    1956-57 yıllarında Menderes’in yaptığı imar operasyonlarıyla Karaköy’de Kemeraltı Caddesi’nin genişletilmesi, Perşembe Pazarı’ndan geçen Tersane Caddesi’nin açılması ve bu yolun Azapkapı’ya bağlanması, Galata ve Perşembe Pazarı ilişkisini koparır. Bu yıllardan sonra aydınlatma ve elektrik teçhizatı üreten küçük atölyeler Galata Kulesi’ne çıkan cadde ve sokaklarda, özellikle de Okçu Musa Caddesi, Şişhane Sokak ve Büyük Hendek Caddesi üzerinde yoğunlaşır. Perşembe Pazarı ise inşaat malzemesi ve hırdavatçılık üzerine bir uzmanlaşır. Bankalar Caddesi (Voyvoda Caddesi) bankaların yoğunlaştığı bir merkez özelliğini korurken, burada inşa edilen hanlara matbaacılık, yedek parça üretimi, aydınlatma malzemeleri imalatını yapan küçük atölyeler yerleşir  (Yeğinağa, 2017).

    #süreklilik  #kopuş

    İlgili alıntılar

  • 1950’lerden

    BUGÜNE RUS SALATASI, MİDYE TAVA, HAMBURGER


    Beyoğlu’nun eğlence hayatında kafeterya ve büfelerin önemli bir yeri vardır. Beyoğlu’nda büfelerin 1950’lerden sonra yaygınlaştığı anlatılır; Kristal Büfe, Express, Pam Pam, Bab Kafeterya gibi fast-food lokantaları öne çıkanlardandır. 1962 yılında Taksim Meydanı’nda açılan Kristal Büfe ıslak hamburgerleriyle meşhur olur, 1960’lı yıllarda Emek sineması karşısında açılan Bab Kafeterya Türkiye’nin ilk self-servis mekânı olarak anılır (www.frmtr.com, 2018). 

    #süreklilik

    İlgili alıntılar

  • 1950-1955

    MAYA SANAT GALERİSİ


    Maya Sanat Galerisi açık olduğu  beş yılda gerçekleştirdiği sergilerle, Türk kültür ve sanat dünyasında öncü bir rol oynar. Adalet Cimcoz, Sabahattin Eyüboğlu ve Orhan Veli’nin bir araya gelerek hayata geçirmeye karar verdikleri bir kültür sanat projesidir. (Görsel Açıklama: Sadi Diren'in sergi açılışı, Maya Sanat Galerisi, 1953, Arka sıra, soldan ikinci ve dördüncü Mengü Ertel, Nasip İyem, sağdan birinci ve ikinci - Aliye Berger, Adalet Cimcoz; önde, sağda Sadi Diren) (Görsel Kaynak: SALT Araştırma, Yusuf Taktak Arşivi)

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1950'ler

    VAGON BLÖ


    Turan Bar’ın kapanmasından sonra yerine Vagon Blö açılır. Gökhan Akçura arşivinde bulduğu en eski Vagon Blö ilanının Ekim 1954 tarihli olduğunu söyler. Başlıkta “Eğlence aleminde yeni bir çığır açan” diye vurguladığı için, açılışın da o sıralarda olduğunu düşünülebilir. (Akçura, 2020). Scognamillo ise: “locaları ve genişçe pisti ile, biraz ‘dansing’ havasında her dansı kıvırabilen ve acemileri yönlendirebilen konsomatrisleri ile…” diye anlatır burayı (Scognamillo, 1994).

    İlgili alıntılar

  • 1954

    NAZIM PLAN


    Beyoğlu Nazım Planı hazırlanır. Bu planda Prost planında gerçekleşmesi imkânsız görünen kısımlar iptal edilir ve plan alanı genişletilerek Kağıthane, Sütlüce, Hasköy, Kasımpaşa, Karaköy, Beşiktaş, Ortaköy, Kuruçeşme, Bebek, Etiler, Levent ve Mecidiyeköy plana dahil edilir. Planda zararlı sanayi kapsamına giren işletmelere Mecidiyeköy ile Şişli arasında ve Bomonti Bira Fabrikası civarında yerler gösterilir (Tekeli, 2013). Beyoğlu ilçesine bağlı bir bucak olan Şişli’nin nüfusu özellikle göçler nedeniyle bu dönemde çok hızlı artar ve 1954 yılında ilçe statüsüne geçerek Beyoğlu’ndan ayrılır.

  • 1954

    YENİ MELEK SİNEMASI


    Yeni Melek Sineması 14 Ekim 1954 yılında hizmete açılır. Çift balkonlu ve çift fuayeli sinemanın tabanı ve yanları aynalı olduğu için Aynalı Sinema olarak da anılır. Girişi Anadolu Pasajı'ndandır. Bu yıllarda bütün şirketlerin filmleri bu sinemada izlenir, film galaları yapılır ve pek çok yabancı şarkıcı bu salonda konser verir. 4000 metrekarelik kapalı alana ve 1160 koltuğa sahip olan sinema 1980`li yılların ilk yarısına dek cazibesini korur; ancak 1984'te kapanır. ( Görsel kaynak: Gökhan Akçura arşivi, https://manifold.press/sinema-fenerleri)

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1955

    6-7 EYLÜL POGROMU


    Fransız Başkonsolosluğu Beyoğlu'na taşınır. İstiklal Caddesi'nin girişinde sağda günümüzde kültür sanat faaliyetleri kapsamında sergi salonu, ve kütüphanesiyle hizmet verir. 17. yüzyılda Veba Hastanesi sonrasında yapılır.  (Fotoğraf: Orhan Cem Çetin)

    İlgili alıntılar

  • 1957

    FİTAŞ PASAJI


    1957'de Fitaş Pasajı inşa edilir. Burada Fitaş ve Dünya Sinemaları açılır.  2019 yılında Mimar Alper Derinboğaz tarafından bir yenileme çalışması yapılır. Fitaş Pasajı’ndaki sinemaları 2011-2015 yılları arasında Mars gruba bağlı Cinemaximum işletir. 2015 ile 2019 yılları arasında tadilat nedeniyle kapalı kalır. Bugün Fitaş Pasajı’nda bir bowling salonuyla, sinema ve oyun salonları ve Topless Teras isimli bir kulüp faaliyetini sürdürür (Fitaş, 2019). (Görsel Açıklama: Fitaş Pasajı)(Görsel Kaynak: Salon Architects) 

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1958

    KRİSTAL GAZİNOSU'NUN YIKILIŞI


    Kristal gazinosu yıkıldığı 1958 yılına kadar Beyoğlu eğlence haritasının en önemli duraklarından birisidir. Taksim Meydanı’ndaki Cumhuriyet anıtının dairesel çevre düzenine uygun olarak inşa edilmiş yapı adalarının birinde yer alan Kristal Gazinosu, 1935'te kurulur. Alt Kısmında az sayıda dükkan bulunmaktadır, yapının en üst katında ise gazino vardır.  1957 yılında CHP İstanbul İl Toplantısının gazinoda düzenlenmesi DP iktidarının tepkisini çeker. Turan Akıncı’ya göre bunun ardından gazinonun yapı ruhsatında pürüz bulunmuş ve Menderes dönemi imar operasyonları kapsamında yol genişletme projesi bahane edilerek yapı yıkılır.

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1958

    İLİYA GÜLERŞEN KUMAŞ MAĞAZASI


    1958 yılında kurulan İliya Gülerşen mağazası, 1960-70’li yıllarda kaliteli kumaşlar ve bilumum terzi levazımatı satarak ticaret hayatına başlar. 90’lı yıllara kadar tek katta hizmet veren mağaza 1997'de üç katta hizmet verecek şekilde restore edilir. Mağaza halen Beyoğlu’ndaki aynı yerinde hizmet vermeye devam etmektedir. (İliyagulersen.com, 2021).

    #ekosistem #süreklilik

    İlgili alıntılar

  • 1960’lar, 1970’ler

    KÜRKÇÜLÜK


    Terziliğin bir başka türü olan kürkçülük de Beyoğlu’nun en eski zanaatlarından biridir ve en meşhur kürkçüler Beyoğlu’nda yer seçmiştir. 1960’lı ve 70’li yıllarda İstiklal üzerine ve pasajların, apartmanların içinde çok sayıda kürkçünün üretim ve satış yaptığı anlatılarda dile getirilir. Bunların çoğu Rum veya Ermeni ustalardır. Anlatılarda 70’li yılların ikinci yarısında bu üreticilerin çoğunun yok olmuş olduğu anlaşılır. #ustalık çıraklık

    #ustalıkçıraklık

    İlgili alıntılar

  • 1960'lar

    SİNEMACILAR DÖNEMİ


    1950 sonrası Türk sinemasının hızla yükselişe geçmesiyle beraber Beyoğlu’nda sinema salonlarının yanı sıra yapım evleri de açılır. Sinemacılar Dönemi olarak anılan 1949-1970 arası, Türk sinemasının en önemli, en parlak dönemi olarak kabul edilir. Ömer Lütfi Akad’ın 1949’da Vurun Kahpe’ye filmini çekmesi bu dönemin başlangıcı  olarak kabul edilir. Yaklaşık 20 yıl sürer,  2200’ün üzerinde film çekilir. 

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1960'lar

    PAVYONLAR


    1960’larda cadde üzerinde faaliyet gösteren Londra Bar Pavyon, Çin Pavyon ve Karavan Pavyon önemli eğlence mekanlarıdır. Pavyonlar o dönemde köhne mekanlar olmaktan çok, üst gelir grubundakilerin gittiği, sahne şovlarının olduğu eğlence mekanlarıdır. 

    #çeşitlilik #canlılık

    İlgili alıntılar

  • 1961

    MAKSİM GAZİNOSU


    Maxime Caz Kulübü'nün olduğu yerde 1961 yılında daha sonraları “gazinocular kralı” adıyla anılacak olan Fahreddin Aslan ve ortağı tarafından Maksim Gazinosu  açılır. Gazinoda çarşamba gündüz saatlerinde sadece kadınlar için, pazar gündüz saatlerinde ise halkın tamamı için eksiksiz program düzenlenirdi. Böylece bütçeleri kısıtlı olan İstanbullular aşağı yukarı bir sinema ya da tiyatro bileti fiyatına gazinoya gidebilirlerdi (Türker, 2016: 151). 

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1962

    VAKKO'NUN İLK MAĞAZASI


    Beyoğlu anlatılarında öne çıkan Vakko’nun arka planında, Vitali Hakko’nun 1934 yılında açtığı Şen Şapka adlı küçük bir şapka dükkânı yer almaktadır. Bu dükkân 1938 yılında Vakko’ya dönüşür. Türk ipeği, pamuğu ve yünüyle son moda eşarpları dünya modasıyla eş zamanlı olarak satışa sunulur. Vakko’nun ilk mağazası ise 1962 yılında Beyoğlu’nda açılır. (Vakko.com, 2021). Vakko mağazası, 2006 yılına kadar İstiklal Caddesi üzerinde hizmet vermeyi sürdürür. (Fotoğraf: Orhan Cem Çetin) (Görsel açıklama: Vakko'nun eski yerinde şimdi Mango mağazası bulunmaktadır)

    #kopuş

    İlgili alıntılar

  • 1963

    GEN KİTAP SARAYI


    İsmi daha sonra Saray Kitabevi'ne dönüşecek olan Gen Kitap Sarayı 1963'te iflas ederek kapanır. Ziyad Ebüzzüya, Vecihi Görk ve Osman Nebioğlu tarafından kurulan Gen Kitap Sarayı bir kültür merkezi gibi çalışır ve çağdaş sanat açısından önemli katkılar sunar.

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1964

    1964 KARARNAMESİ


    1964 yılında bir gecede çıkarılan kararname ile 12 binin üstünde Yunanistan pasaportu taşıyan Rum sınır dışı edilir. Aileleri ile birlikte 30 bin kişi, yanlarına yalnızca 20 kilogram eşya ve 22 dolar para alabilir. Bankadaki paralarına ve gayrimenkullerine devlet tarafından yıllar içinde çeşitli mekanizmalarla el konulur. 1974’te Kıbrıs’ta yaşanan sorunlar nedeniyle bu göç devam eder (Akar ve Demir, 2014 ). (Görsel açıklama 1964 Kararnamesi nedeniyle göç)

    #kopuş

    İlgili alıntılar

  • 1964

    YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT


    Yapı Kredi Kültür Sanat Binası ilk sergisine ev sahipliği yapar. Yayın, sergi ve konser etkinlikleri düzenler. 2017 yılında bina yenilenerek İlhan Koman'ın Akdeniz heykeline ev sahipliği yapar. (Görsel açıklama: Yapı Kredi Binası, 2021 ) (Fotoğraf: Orhan Cem Çetin) #süreklilik çeşitlilik

    #süreklilikçeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1964

    ABANOZ SOKAĞI KAPATILDI


    1920 yılında yasal genelevlere izin verilen iki sokaktan biri olan Abanoz Sokak 25 Şubat 1964’te kapatıldı. Zürafa Sokak ise faaliyetlerine devam etti.

    #kopuş

    İlgili alıntılar

  • 1966

    TELEFON KAYITLARI


    1966 Telefon Rehberi kayıtlarına göre yapılan hesaplamalarda telefon kayıtlarının %31’i Beyoğlu ilçesinde, %37’si Eminönü ilçesinde, %8’i Şişli İlçesinde ve %5’i Kadıköy ilçesinde bulunur; diğer bir deyişle, telefon kayıtların %92’si Avrupa yakasında, %8’i Anadolu yakasındadır (Yücesoy, 2014: 59)

    İlgili alıntılar

  • 1968

    BELEDİYE GAZİNOSU'NUN YIKILIŞI


    Gezi Parkı’nda 1939 yılında açılan Taksim Belediye Gazinosu yıkılarak yerine otel yapılır. (Görsel Açıklama: Taksim Meydanı, İstanbul) (Görsel Kaynak: SALT Araştırma, Söylemezoğlu Arşivi, Harika-Kemali Söylemezoğlu Kartpostal Arşivi'nin bir parçasıdır.)

    #kopuş

    İlgili alıntılar

  • 1969

    DOSTLAR TİYATROSU


    Genco Erkal Dostlar Tiyatrosu'nu kurar. İlk üç oyunu Harbiye'de Yapı Merkezi'nde sahnelendikten sonra Dostlar Tiyatrosu Beyoğlu'na geçer ve  sonra Küçük Sahne, Ses Tiyatrosu, Elhamra Tiyatrosu, Baro Han ve son olarak 2012 yılında kapanışına kadar 23 yıl boyunca Muammer Karaca Tiyatrosu'nda sahne alır.

    #çeşitlilik

    İlgili alıntılar

  • 1970

    İSTANBUL KÜLTÜR SARAYI YANGINI


    Bir yıl önce açılan İstanbul Kültür Sarayı'nın yanması nedeniyle yeniden inşaata başlanır.

    İlgili alıntılar

  • 1970

    15-16 HAZİRAN OLAYLARI


    Türkiye tarihindeki en büyük işçi eylemlerinden biridir. Farklı yürüyüş güzergahlarından 75.000 civarında işçi yürüyüşe katılır ve Eminönü'nde bir araya gelir. İşçilerin amacı, köprüyü aşıp, Beyoğlu’na ulaşmaktır ancak Galata ve Unkapanı köprüleri açılarak işçilerin buluşması engellenir. Yine de Beyoğlu'nda da küçük yürüyüş kolları oluşur. (Görsel açıklama: 15-16 Haziran Olayları, İşçiler Polis Barikatının Önünde) (Görsel Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi Arşivi)  

    #toplumsalhareketler

  • 1970’ler

    TERZİLİK


    1960’lı ve 70’li yıllarda gayrimüslimlerin Beyoğlu'ndan ayrılması sektörü etkiler; ancak usta-çırak ilişkisi ile edinilen beceriler bir yandan da sürekliliği sağlar. Beyoğlu’nun arka sokaklarında hanların üst katlarında hala çeşitli uzmanlıklarda terzilere rastlamak mümkündür. 1970’li yıllar bir taraftan da gayrimüslimlerin boşalttığı binalarda, fason üretim yapan konfeksiyon atölyeleri kurulur.   #ustalık çıraklık   #süreklilik

    #ustalıkçıraklık  #süreklilik

    İlgili alıntılar

  • 1970-1980

    ÜRETİM MEKANLARI


    Bu dönemde trafiğin tek yönlü oluşunun, Taksim’den Tünel’e ulaşılabilirliği azalttığı, çevrenin gerilemesine neden olduğu ve Beyoğlu’nda ucuz mal satan mağazaların sayısının arttığı ifade edilmektedir. Beyoğlu’ndaki pek çok önemli dükkânın burada kalmaya devam etmesi canlılığın sürmesine yol açmaktadır; bununla beraber, pek çok binanın boş durduğu veya atölye olarak kullanılmaya başlandığı da gözlenmektedir (Dökmeci ve Çıracı,1990). Daha önceki yıllarda Beyoğlu İstanbul’un eğlence, kültür, sanat merkezi iken 1980’li yıllarda hazır ev eşyası, mobilya, züccaciye, hazır giyim, kumaş gibi perakende ticarette öne çıkmıştır (Yücesoy, 2014). Bu dönemde geleneksel zanaat tipi üretim yerine, özellikle hazır giyim sektöründe fason atölyelerin sayısı artmıştır. #ustalık çıraklık #ekosistem

    #ustalıkçıraklık #ekosistem

    İlgili alıntılar

  • 1970'ler

    BEYOĞLU'NUN KÖHNEMESİ


    1970'li yıllarda benimsenen kalkınmacı politikalar ve mali teşvikler İstanbul’u özel imalat sanayii için ayrıcalıklı bir merkez haline getirir (Keyder, 2000) Hem üst gelir grubundan gayrimüslimlerin bölgeyi terk etmesi hem de Beyoğlu’nun komşusu olan semtlerde birbiri ardına açılan sanayi işletmelerinin baskısı Beyoğlu’nda ciddi bir değişime yol açar. Bu dönemde Beyoğlu kırdan göçen insanların ucuz konut ihtiyacını karşılayan bir bölge haline gelir (Özus ve Dökmeci, 2005). #ustalık çıraklık

    #ustalıkçıraklık

    İlgili alıntılar

  • 1970'ler

    KULÜP 12


    Sıraselviler Caddesi girişinde 60'ların sonunda açılan Kulüp 12 Yeşilçam yıldızlarının devam ettiği, dönemin en önemli eğlence mekanlarından biridir. Müdavimlerinden Agan Özgüç Kulüp 12'yi şu sözlerle anlatır: "çılgın gecelerin, gizlice yırtılıp çöpe atılan fotoğraflarda kalan yasak aşk öykülerinin, film setlerinin en renkli mekanı ve Beyoğlu gece yaşamının bir okulu!"

    İlgili alıntılar

  • 1970'ler, 1980’ler

    AYAKKABICILIK


    El yapımı ayakkabı imalatı Beyoğlu’nun önemli sektörlerinden biridir. Beyoğlu’nda ayakkabı üretiminin özellikle 1970’li ve 1980’li yıllarda neredeyse bütün sokaklara yayıldığı anlatılır. Bu yıllarda “Beyoğlu ayakkabısı” demek kaliteyi gösterir. 1980’lerden sonra atölyeler Tarlabaşı’na doğru kaymaya başlar. Terzilikte olduğu gibi bu sektörde de bir eko-sistem bulunmaktadır ve kullanılan malzemelerin neredeyse tümü Beyoğlu’ndaki tedarikçilerden alınmaktadır. Ayakkabı malzemelerinin yoğun olarak yer aldığı pasaj 19. Yüzyılın ikinci yarısında inşa edilen Krepen Pasajı’dır. 1990’lardan sonra fabrikasyona geçilmesiyle birlikte el yapımı ayakkabı imalâtı da sekteye uğrar. 2000’ler sonrasında ise imalathaneler parmakla sayılacak kadar kalır.

    #kopuş

    İlgili alıntılar

  • 1970'lerde

    SİNEMA


    Televizyonun ortaya çıkmasıyla sinema izleyicisi iyice evlerine çekilir ve Türk sineması  bundan ciddi şekilde etkilenir. Ayrıca Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesi nedeniyle Amerika ambargo uygulamaya başlar ve  sinemalarda Holywood filmleri gösterilemez. Bu koşullar sinemaların ayakta durmasını zorlaştırır ve Türk sineması tüm dünyada başlayan seks filmleri furyasına dâhil olur. Özgüç (1993) bu dönemde sinemaların artık aileler yerine lümpen izleyicilere hitap ettiğini anlatır.(Özgüç, 1993; İşeri ve Nur, 2017). 

    #kopuş

    İlgili alıntılar